Uzun Pozlama nedir? Nasıl yapılır?

uzun pozlama nedir

Uzun Pozlama nedir? Nasıl yapılır?

Yazıma başlamadan önce temel teknik terimleri bildiğinizi varsayıyorum.
Eğer bilmiyorsanız veya bildiğinizden pek emin değilseniz; iSO, Diyafram ve Enstantane Üçlüsü isimli yazımı okuduktan sonra gelmenizi tavsiye ediyorum.

Haydi başlayalım o zaman 🙂

 

Uzun Pozlama nedir?

Her çektiğimiz fotoğraf, bir pozlama yani ışıkla etkileşim sürecinde oluşur. Işığın bu etkileşim sürecini yani süresini arttırdığımızda “Uzun Pozlama” yapmış oluyoruz. Fotoğraf makinemizde ki perde mekanizmasının ne kadar süreyle açık kalacağını(pozlama süresi) makinemiz üzerinde ki enstantane değeri ile belirliyoruz. Öncelikle şunu bilmemiz gerekiyor perde mekanizması uzun süre açık kalacağı için makinemiz perde açık kaldığı süre boyunca pozlama yapmaya devam edecektir. Yani en ufak bir harekette donuk ve bulanık fotoğraflar elde edeceksinizdir. Buradan şimdi şu sonucu çıkartıyoruz; mutlaka tripod kullanmamız gerekiyor. Perde mekanizmasının açık kaldığı süre boyunca çok parlak nesnelerin hareketi fotoğrafımızda izler oluşturacaktır. Karanlık olan nesneler de tam tersine hareketli olsa dahi fotoğrafa etki etmeyecektir.

 

Uzun Pozlama nasıl yapılır?

Öncelikle bu tarz çekimler için biraz pratik gerekiyor, çünkü istediğiniz fotoğraf için gereken pozlama süresini belirlemeniz gerekiyor. Uzun pozlama daha çok gece çekimlerinde kullanılan bir teknik fakat gündüz filtreler yardımıyla da yapılabiliyor. Şimdilik temel kısımdan bahsettiğim için gece çekimini baz alarak anlatacağım. Vereceğim teknik detaylarla birlikte bol bol pratik yapmanızı öneriyorum, hemen geçelim.

  • Tekniğin olmazsa olmazı; Tripod 🙂
  • Kullandığınız tripod kaliteli değilse boyunu kısa tutarak kullanmaya çalışın, rüzgarlı havalar fotoğraflarınızı berbat bir hale getirebilir.
  • Pozlama yaparken titremeyi kesinlikle engellemelisiniz. (Pozlama süresince makinenize dokunmayın.)
  • Titreşimin açığa çıktığı bir nokta da denklanşöre basarken oluşan titreşimdir. Bunu engellemek için makinenizin zamanlayıcı modu ile bu sorun çözüm getirebilirsiniz.
  • Gerekli ışığı pozlama süresini uzun tutarak sağlayacağınız için yüksek iSO ve açık diyafram (düşük) değerine ihtiyacınız olmayacaktır.
  • Çok fazla kaynakta belirtilmese de eğer vizörünüze doğrudan etkiyen bir ışık varsa ayarları yaptıktan sonra çekimi yapacağınız zaman ışığın girişini engelleyecek şekilde vizörü kapatmanızı öneririm.

Anlatıyorsun, iyi hoş da ben ne kadar pozlayacağım? dediğinizi duyar gibiyim 🙂  Hemen örnek fotoğraflar üzerinde exif bilgilerini inceleyelim. Ama öncesinde de söylediğim gibi sizin fotoğraflayacağınız yerin şartları farklı olacaktır bunun için bol pratik yapmak ve hangi ayarın daha uygun olduğunu belirlemek gerekiyor.

(iSO 100, f./22, 25″ – Canon 50mm 1.8 II)

Pekte kalabalık olmayan bir trafikte, şehrin ışıklarına karşı bir uzun pozlama yaptım. Şehir ışıklarının fazlalığı önemli bir etken olabiliyor, diğer fotoğraflarda farkedeceksinizdir. Bu fotoğrafta 25 saniye pozlama yaptım. Işık ihtiyacımı fazlasıyla pozlama süresiyle kazandığım için, iSO ve diyafram ayarlarını ışığı daha az sağlayacak şekilde ayarladım.

(iSO 100, f./8, 30″ – Sigma 17-50 – 17mm)

Bu fotoğrafta önce ki fotoğrafta ki gibi güçlü ışık kaynaklarıyla karşı karşıya değiliz, bu yüzden önce ki fotoğrafa göre ihtiyacımız daha fazla, bu yüzden diyafram değerimiz f./8 ve pozlama süremiz 30 saniye.

 

(iSO 100, f./5.6, 30″ – Sigma 17-50 2.8 – 17mm)

Önceki fotoğrafla aynı mekan ve zaman dilimi içerisinde çekilmiş bir fotoğraf daha. Işık oranının biraz daha fazla olmasına karşın biraz daha açık diyafram tercih ederek karanlık alanların da pozlanmasını sağladım.

 

Evet, bu kadardı 🙂 Birbirinden güzel fotoğraflar elde edebilmeniz dileğiyle…

Lütfen görüşlerinizi bildirmekten çekinmeyin, soru, görüş ve önerilerinizi bekliyor olacağım 🙂 Görüşmek üzere…

Fotoğraf Makinesindeki Modlar

Fotoğraf Makinesinde Bulunan Otomatik ve Manuel Modlar

Bu yazımızda fotoğraf makinemizde bulunan otomatik ve manuel modların görevlerinden bahsedeceğiz. Umarım faydalı bir yazı olur.
iSO, diyafram, enstantane hakkında bir fikriniz yoksa bu makaleyi inceleyebilirsiniz; iSO, Diyafram, Enstantane Üçlüsü

Hemen otomatik modlardan başlayalım o zaman ne duruyoruz. 🙂

Otomatik Modlar

Otomatik Mod (A)

Otomatik modların başında yer alan bu mod A ya da A+ olarak isimlendirilir. Bu modda DSLR makinemiz ortamın koşullarına ve kendi yaptığı hesaplamalara göre diyafram,enstantane,iSO, WB gibi tüm ayarları kendisi ayarlar. Işık oldukça yetersiz ise flaşı otomatik açar ve bu şekilde çekim yapar.

Flaş Kapalı Modu

Flaş kapalı modda, otomatik moddaki tüm herşey geçerlidir. Fakat flaş kullanılmaz.

Portre Modu

 İsminden de anlaşılacağı üzere bu mod portre çekmek üzere tasarlanan bir mod. Fotoğraf makinemiz bu modda diyafram değerini düşük tutarak konuyu önplana çıkarmış, arkaplanı flu tutmuş oluyor. Bu modda sıkça alan derinliğinden faydalanılmaya çalışılıyor. Eğer gerekliyse flaş ile destekleniyor.

Makro Modu

 Makro modu çok küçük bir nesnenin fotoğrafını çekmek için uygundur. Makro modunun tek başına çok yakın bir makro görüntüsü sunmayacağını unutmayın; bunun için bir makro lens almanız gerekecektir. Makro modu, yeterli/yüksek ışıkta en iyi sonucu verir. Çok ufak hareketler bile büyük odak kaymalarına sebep olabilir. Işık düşükse, mümkünse bir tripod kullanın. Makro fotoğraf çekerken odaklamanız da  çok daha hassas olmanız gerekir. Nedeni ise, sığ bir alan derinliği kullandığınızda, kendinize çok daha az bir hata payı vermenizdendir.

Manzara Modu

 Manzara fotoğraflarında genellikle en son odak kısmından, başlangıç odak kısmına kadar net olması gerektiği için yüksek diyafram değeri (f/16 gibi) kullanılır. Manzara modu geniş açı lenslerle çalışmaya eğilim gösterir. Sahne karanlıksa flaş açılabilir.

Spor Modu

 Spor, hızlı tempolu aktiviteler olduğundan 1/500-1/1000 gibi yüksek örtücü hızları kullanılır. Hareketi dondurmak için yüksek örtücü hızı gereklidir. Dahili flaş 1/100 gibi değerlerin üzerinde senkronizasyon sorunları yaşanır, flaş kullanılmaz. Çekim modunda ise seri çekime geçilir. Denklanşöre basılı tutulduğu sürece çekim yapılmaya devam eder.

Gece Portre Modu

 Gece portre modunda ışık ihtiyacı yüksektir bu yüzden iSO yüksek, diyafram düşük ve enstantane hızı da düşük tutulur. Modeli aydınlatmak için flaşa ihtiyaç duyulur.

Manuel Modlar

M (Manuel)

Elle fotoğrafçının her ayarı değiştirmesine izin verir.

AV (Diyafram Öncelikli)

Diyafram önceliği, fotoğrafçının diyafram değerini ayarlamasını sağlar ve makine otomatik olarak doğru enstantane hızını ayarlar.

TV veya S (Enstantane Öncelikli)

TV, fotoğrafçıya önce enstantane hızını seçmesini sağlar (örneğin spor çekerken) ve makine otomatik olarak doğru diyaframı ayarlar.

P (Programlı Otomatik)

P-Program modu Otomatik moda benzerdir. Enstantane ve diyafram ayarları makine tarafından belirlenir, ancak fotoğrafçı çekim ve görüntü fonksiyonlarını ayarlayabilir.

Fotoğrafta iki önemli etken “Tutuş ve Duruş”

Fotoğrafta iki önemli etken “Tutuş ve Duruş”

Fotoğraf çekerken ister DSLR ister kompakt bir makineyle çekim yapıyor olun tutuş ve duruş çok önemlidir. Doğru tutuş ve duruş ile fotoğraflarınızın kompozisyonunu daha rahat sağlayabilir, fotoğraf makinenize tam hakim olur ve titremeye bağlı netlik kaybını önleyebilirsiniz. Bu konuyu iki ana başlık halinde inceleyeceğiz.

Tutuş

Fotoğraf makinenizi ilk öncelikle düşmelere karşı korumanız için boyun askısını mutlaka boynunuza ya da bileğinize dolayarak kullanmayı unutmayın. Çekim yaparken makinenizi tam kavradığınızdan ve ana kumanda tuşlara erişebildiğinizden emin olun. Fotoğraf makinemizde, sağ elimiz makinemizin sağ kısmını sarmalı işaret parmağımız denklanşöre denk gelmelidir. Sol elimiz ise objektifin altında destekleyerek, zoom halkasını kolaylıkla kontrol edebileceğimiz bir konumda bulunmalı. Duruşumuz tamamen dik olmalı, dirseklerimiz yere doğru bakmalıdır. (Yatay tutuş.) Böylelikle kollarımızı bedenimize yaklaştırarak titreşimi en aza indirgemiş olacağız.
Şimdi bir kaç fotoğraf üzerinde yanlış ve doğru tutuşları inceleyelim.

Şimdi de dikey tutuşu bir görsel üzerinde inceleyelim.

Sol taraftaki görselde yanlış yapılan şey; fotoğraf makinesinin alt taraftan desteklenmemesidir.

Duruş

Şimdi vereceğim örnekte ne kadar zıt alanlar olsa da bu iki alanda kullanılan kural aynı diyebiliriz. Avcılık. Avcılıkta da buna benzer kurallar var. (Hedefin kaçırılmaması titreşimin istenmemesi v.s gibi faktörler.) Her neyse biz geçelim kurallara…

Ayakta çekim yapıyorsak, ayaklarımızı omuz genişliğinde açıp bir ayağımız diğerine göre daha önde diğeri ise daha geride olmak üzere konumlandırıyoruz. Bunu uygulayarak duruş anındaki ileri-geri, sağa sola olan salınımımızı sınırlamış-durdurmuş oluyoruz.

Şimdi bir kez daha görsel üzerinde kavrayalım.

Soldaki duruş ve tutuş tamamıyla yanlış; kollar iyice açılmış, sol el doğru konumda değil, ayaklar birbirine bitişik. Sağdaki ise tam anlattığımız gibi 🙂

Bütün kuralları uyguladık herşey tamam. 🙂 Sıra geldi fotoğrafı çekmeye; nefesimizi tutuyor ve denklanşöre basıyoruz.
Bunlar düşük enstantane hızlarında işimize yarayacak püf noktalar. Fotoğraflarınızda kullanmanız dileğiyle.

Aşağıda yorum panelinden düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz.
İyi günler…

 

iSO, Diyafram, Enstantane Üçlüsü

iSO Nedir?

Öncelikle iSO’nun ne olduğuna bakalım. iSO en basit anlamıyla ışık hassasiyetidir. Düşük iSO değeri düşük ışığı, yüksek ise yüksek ışık hassasiyetini simgeler.

 

Soldaki fotoğraf Canon, sağdaki ise Nikon fotoğraf makinesine ait olan iSO ayarlarının bulunduğu panel.

Örneğin;
iSO 200 değeri ile karanlık bir fotoğraf elde ediyorsak iSO değerini yükselterek
(Örn. iSO 400) bu sorunu ortadan kaldırabiliriz.

Fotoğraflarda görüldüğü üzere iSO değeri yükseldikçe daha parlak fotoğraflar elde ediliyor.

  • O zaman karanlık yerlerde iSO değerini en yüksek değere alırsam harika kareler yakalayabilirim?

– Fakat bu işin bir tuzağı var.
iSO en basit teknik anlamı sensöre uygulanan elektriksel gerilim miktarıdır. Gerilim arttıkça ışık miktarı artacak fakat “noise” diye adlandırdığımız kumlanmalar meydana gelecektir.

iSO değerinin yüksek tutulması fotoğraf kalitesine olumsuz etki edecektir.

iSO değerinin yükseldikçe yansıyan olumsuz etkisini görebilirsiniz.

 

Diyafram Nedir?

Fotoğraf makinesinin objektifi üzerinde bulunan yaprakların(diyafram bıçakları) bütününe verilen isimdir. Bu yapraklar kapanarak ya da açılarak sensöre ne kadar bir ışık sağlanacağını belirler.

İngilizce’de “aperture” olarak geçer. Türkçe karşılığı “açıklık”. Yani açıklık ne kadar fazla olursa sensöre o kadar fazla ışık sağlanır ve daha aydınlık fotoğraf sağlanır.

O zaman gelin diyaframın yapısına biraz daha yakından bakalım.

Karşınızda kısık bir diyafram değerindeki objektif var. Yani “az açıklık” daha “az ışık”.

 

– Peki diyafram değerleri nasıl ifade edilir? Sembolü nedir?

Diyafram f harfi ile ifade edilir.

f/1.4 , f/1.8 , f/2 , f/4 , f/8 , f/16 , f/32 gibi.
Burada unutulmaması gereken ayrıntı sayısal olarak küçük olan değer daha büyük açıklığı, sayısal olarak büyük olan ise daha küçük bir açıklığı ifade eder.

Hemen bir görselle daha iyi pekiştirelim.

 

– Buraya kadar herşeyi anladık, bu diyaframın işlevi bu kadar mı yani?

Dediğinizi duyar gibiyim haydi gelin o zaman başka ne işe yarıyormuş ona bakalım hep birlikte…

“Arka plan fluluğu, alan derinliği, arkası bulanık fotoğraf” gibi terimleri illaki duymuşsunuzdur. Hemen bu ifadelerin diyaframdaki yerine bakalım.

Yüksek açıklık yani düşük bir diyafram (örn.f/1.4) değeri kullanıyorsanız, odakladığınız nesnenin ön ve arka kısımları bulanık hale gelecektir. Buna alan derinliği diyoruz. Düşük açıklıklı yani yüksek bir diyafram (örn.f/16) değerinde işler tam tersi oluyor. odakladığınız objenin ön ve arka tarafları da net kalıyor.

Bu görselle daha iyi kavramışsınızdır ama birde fotoğraf üzerinde bakalım.

 

Enstantane nedir? (Perde Hızı)

Enstantane fotoğraf makinemizde bulunan perde mekanizmasının açık kalma süresine verilen isimdir. Perde mekanizması ile sensöre düşen ışığın süresini belirliyoruz. Tahmin edeceğiniz gibi ışığın düşme süresi arttıkça yani perdenin açık kalma süresi arttığı zaman daha parlak fotoğraflar elde ederiz. Süre azaldıkça daha karanlık fotoğraflar elde ederiz. Şimdi perde mekanizmasına yakından bakalım.

Işığın ne kadar bir zaman sensöre ulaşmasını sağlayan mekanizma açılan kapanan bir yapıya sahip, siz denklanşöre bastığınız an açılır ve enstantane süresi ne kadar ise o kadar açık kalmaya devam eder, sonrasında kapanır.

Shutter hızı nasıl ifade edilir?

2″ , 1″ , 1/2 , 1/8 , 1/20 , 1/50 , 1/80 , 1/100 , 1/200 , 1/1000 gibi değerlerle ifade edilir. Değer olarak küçük olan daha yüksek perde hızlı sağlar. Sensöre düşen ışık az yani karanlık bir fotoğraf elde etmiş oluruz. Tam tersi durumda ise daha parlak bir fotoğraf elde edeceğimizi tahmin etmişsinizdir.

Yine aynı soruyu soralım? 🙂
– Var mı bu Enstantane yani Perde hızının başka olayı? 🙂  Var tabii olmaz mı?

Perde hızı düştükçe hareketli nesneleri daha donuk bir şekilde kaydedebilir daha hareketli nesnelerde daha bulanık fotoğraflar elde ederiz. Tam tersi durumda ise hareketli nesneleri o anı durdurmuşçasına bulanıklık olmadan bir kare elde ederiz. (Tabi burada nesnenin hızına, enstantane değerinin uygunluğu önemli.)

Hemen fotoğraf üzerindeki farkına göz atalım.

Evet, hepsi bu kadar! 🙂

Unutulmaması Gerekenler!

Bu üç temel bilgiyi unutmamanız gerekiyor. Görseli kaydedip unuttuğunuzda bakabilirsiniz. 🙂

 

Unutmayın elde etmek istediğiniz fotoğrafın anahtarları bu üç temel öğede. Bu üç temel öğeyi fotoğraflarınıza yön verecek şekilde kullanmanız dileğiyle…

İyi günler…

 

Lütfen görüşlerinizi bildirmekten çekinmeyin, soru, görüş ve önerilerinizi bekliyor olacağım 🙂